Yüksel Arslan
Antrepo No.3

1933, İstanbul. Paris'te yaşıyor.

1950'lerin ortalarından bu yana Yüksel Arslan yapıtlarında kağıt üstüne çimen, çini, taş, kömür, sabun, çiçekler, petrol, bal, yumurta akı, sidik, kan ve yağ kullanıyor. Bu yapıtlar edebiyat, tarih, felsefe ve bilim gibi çeşitli araştırma alanlarından yararlanarak son derece kişisel referanslar üretiyor; sanatçının hem Türkiye'de, hem de dünyadaki çağdaşlarının işlerinden köklü biçimde farklı oldukları için Arslan bunlara resim diyememiştir. Bunun yerine "art" ve "peinture" sözcüklerini birleştirerek "arture" terimini türetmiştir. Batıda Gerçeküstücülük, Doğu'da da minyatür resmine bağlarından sıkça söz edilmişse de benzersiz yapıtlarını sınıflandırmak imkânsızdır ve belki de en iyisi bunları birer düşünce betimi olarak değerlendirmektir. Arslan'ın yapıtı, siyasal bağlılıkla sanatçı virtüözlüğünü ve tam olarak söylemek istediğini söyleyen bir ifade biçimiyle birleştirerek hem özerklik/ siyasal bağlılık ikiliğine, hem de modernizm ve çağdaş sanat arasında gözlemlenen kopuşa meydan okumaktadır.

Sermayeye Entegre Olmuş İşçi, Sömürgecilik ve Sınıflar gibi resimler ve desenlerinin tümü, Marx'ın aynı adlı yapıtını temel alan, 1973-1974 tarihli Kapital dizine aittir. Bir kenti gölgede bırakan devasa bir el gibi metaforlar, kitabın ana tezlerini, 1970'lerde Türkiye'deki siyasal duruma da güçlü göndermeler yaparak görselleştirir.